Hata
  • COM_COMMUNITY_ZEND_PLUGIN_DISABLED
 Bu sayfayı yazdır

Sibel Tüzün ile Oya Germen röportaji

Yazan  Pazartesi, 11 Ekim 2010 09:34
Öğeyi Oyla
(0 oy)

Sibel Tüzün’le albümü çıktıktan sonra biraraya gelmeye karar vermiştik. Hayal Kahvesi’nde buluştuğumuzda doğum günüydü. Yeni şarkılarını dinletirken çocuk gibi heyecanlı halini izlemek çok hoştu.

Şarkılarında aşkın ayrı bir yeri olduğunu bildiğim için, konuşmamızın ağırlığı aşka odaklandı.

Şarkı sözlerini yazarken, dinleyenlerine hayal ettirmek istediğini söyleyen Sibel; benim de hayal dünyamda yeni pencereler açtı. Aşka ve hayata daha gerçekçi bakmamı sağladığını söylemek isterim, içtenlikle. Röportajımızı okurken, siz de benim gibi düşünecek misiniz merak ediyorum... 

Müziğinde ve imajında önemli farklılıklar var. Çıkış noktan nedir?

Yaptığım müzikle şarkı sözleri yolumu çiziyor. Önce görsel tarafında değilim, stüdyo aşaması biterken bende ve birlikte çalıştığım herkeste görselliğimle ilgili fikir oluşmuş oluyor.

İlk albümünde sana ait bir şarkı vardı. Daha fazla üretmeye başlaman nasıl oldu?

İkinci albümü Şehrazat’ın prodüktörlüğünde yapmıştım, bana ait iki beste ve bir şarkı sözü vardı. Üçüncü albümden itibaren genelde kendi şarkılarımı yapmaya ve seslendirmeye başladım.

Saçlarını kazıtman şaşırtmıştı beni. Karar verirken zorlanmadın mı?

Özellikle çılgın bir fikir olarak yapmadım. Kazıtmadan önce saçlarıma rasta yaptırmıştım. Bal mumuyla kaplanıyor saçlar rasta yaptırınca.

Ne kadar süre kullanılabiliyor rasta yapılmış saç?

Siz dayanabildiğiniz sürece kullanabiliyorsunuz.

Bakımı zor değil mi?

Normal yıkıyorsunuz ama sık değil. Rasta yaptırdıktan sonra saçlar açılmadığı için çok kısa kestirmek zorundasınız. Ben de kazıtmaya karar verdim ve çok keyif aldım! Saç yokken duş almak çok güzel bir duygu.

Anlayamadım...

Duştaki damlaların saçsız başıma temas etmesi duygusu beni çok şaşırtmıştı ve çok hoşuma gitmişti.

Enteresan bir kadınsın. İçinde kaç tane kadın var, merak ettim?

Vallahi sayısını ben de kaçırdım. Son iki yıl iki farklı tiyatro oyununda oynadım. Birinde 7 farklı kadını, diğerinde 9 ya da 10 farklı kadını canlandırdım. Tiyatro sahnesinde içimdeki kadınların sayısı bayağı çoğaldı.

Günün birinde senin de hiç düşünmediğin bir kadın çıkabilir mi içinden?

Çıkar herhalde. Çünkü tiyatroda hiç tahmin etmediğim, canlandıramam dediğim kadınları rahatlıkla oynadım. Hayatın içinde yaşadıklarımız, herkesin içinden farklı kimliklerin çıkmasına neden olabilir. Bu potansiyelin hepimizde olduğunu sanıyorum. Kontrol edemediğim şartların bizi nereye götürebileceğini kimse bilemez...

Eşinle ilişkinde beklemediğin bir şeyle karşılaştığında, kendini ve onu şaşırtacak bir davranışın oldu mu?

En azından şimdiye kadar olmadı! Kızım doğduktan sonra daha sakinim. Eskiden daha tepkiseldim. Normal hayatta değil ama özel şartlarda her şey yapılabilir.

Şarkılarında çokça anlattığın aşkı konuşalım. Aşkın geldiğini nasıl hissedersin?

Ben ışık görürüm. Şimşek gibi, hiç beklemediğim bir anda çıkar ortaya. Kafanızı kaldırdığınızda, hiç tanımadığınız bir erkekte birden, havada uçuşan ışıklar görmek. O anda her şey biter. O adam kimdir, nedir bir şey bilmeden oluşuverir. Aşk benim için budur. Hayatın sunduğu bir şey bu. Ayaklarınız yerden kesilir.

Aşkın aniden çıkan bir ışık olduğunu söyledin. Aşkın içinde ışık oyunları var mıdır?

Aşkın içinde oyun olmaması lazım.

Oyunsuz aşk, tekdüze, heyecanını yitiren bir şey haline gelmez mi?

Önemli olan şudur; yaşadığınız, paylaştığınız hayatı, o kişiyle yaşadığınız güzelliklerle besliyor musunuz? Evinize çok beğenerek aldığınız bir çiçeği sulamazsanız o çiçek ne kadar koruyabilir güzelliğini?

Sibel, bir aşk kadını mıdır?

Evet, aşk kadınıyım. Aşktan bu kadar çok bahsettiğime göre.

Aşk kadınıyım dedin ya, nasıl bir aşıksın?

Ben aşkı yaşarım. Çevremdeki arkadaşlarımın çoğu aşka önyargılı yaklaşırlar. Daha önce yaşadıklarının tekrarı olmasından korkarlar. Ya da kurgularlar. Ben böyle yapacağım, o da bana şöyle yapacak gibi... Ben bunlardan hoşlanmıyorum.

Aşıksan daha kırılgan, daha hassas olmaz mısın? Kıskanabilirsin de. Yıpranmamak mümkün mü?

Bunlar aşkı yaşarken, sizde çıkan yan duygular.

Sende çıkmaz mı bu duygular?

Hayır çıkmıyor. Hiçbir zaman kıskanç bir kadın olmadım mesela.

Sevdiğin erkeğin hayatında başka biri olduğunu hissettiğinde ne yaparsın?

Bitiririm. Su dolu bir bardağa daha fazla su koyamazsın.

Taraflardan biri başka birine ilgi duyarsa aşk biter mi yani?

Biter evet. Başka birisi olduğu anda, aşktan ölecek kadar aşık olsam da biter!

Aşıklar düşman oluyorlar, neden?

Kendi hayatımda yaşamadım. Bilemiyorum...

Çıkış şarkında, “Erkekleri tanıyın, onlara inanmayın” diyorsun. Tanımak mümkün mü sence?

Tanıyamayız erkekleri.

Kadınları tanımak daha zor değil mi?

Kadınlar, çok daha kapalı kutu. Evet kadınları tanımak çok daha zor.

Neden sence?

Bir kere hormonal yapı farklı. Bazen biz bile kendimizi tanımıyoruz. Neyse bizim ayarlarımız, hepimizin belli yaşlara gelince yaşadığımız farklı şeyler var. Hormonlarımız etkiliyor bizi.

Sen yeryüzünde bir kadını tam olarak çözebilmiş bir erkek gördün mü?

Ben de sana sormak istiyorum. Erkeği çözebilen bir kadın var mı sence?

Olmaz mı? Çoook...

Ben ikisini de görmedim henüz.

İlişkiyi yöneten kadın mıdır sence?

Genellemeleri bozan o kadar çok ilişkiye tanık oldum ki!

Sizde durum nedir?

Gayet demokratik bir anlayış içindeyiz. Birlikte istediğimiz hayatı oluşturma gayretindeyiz.

Şarkı sözlerini yazarken, insanlara hayal kurdurmak istediğini söylüyorsun. Özellikle aşkı. Son albümüne adını veren saten aşkla biraraya gelince neyi hayal etmeliyiz?

Yumuşak, ışıltılı bir şeyler. Dokusu, pırıltısı, temasıyla...

Aşkla satenin bir araya gelmesi, çok güzel bir yatakta, saten çarşaflarda seksi çağrıştırmıyor mu?

O da aşkın içinde var olan bir şey. Şarkının içinde de var. Yumuşak ve ışıltılı bir şey geliyor insanın aklına. Aşkı yaşıyorsanız, bunlar da aşkın sonuçlarından biridir.

Kadınlarımıza önersek mi acaba, belki monotonlaşan aşk hayatlarına renk katar, ne dersin?

Bunlar güzel şeyler. Yapabilirler, neden olmasın...

Sen yapıyor musun?

Hissediyorsanız eğer, yapmalısınız. Bence hissettiğiniz şeyi yaşamalısınız. Şarkıda çok hoşuma giden başka bir şey daha var. Sürer mi, geçer mi bilmiyorum, kalır mı, gider mi... Aldatır mı, ağlatır mı bilmiyorum diyor... Tüm bunları bilmeden, o aşk gelince yaşama cesareti varsa, saten çarşaf falan detaydır yani...

Aşta cesaret edebilmenin önemi mi söylemek istediğin?

Kısaca evet. Cesaretiniz varsa, hayat çok daha rahat. Daha olumlu şeyler yaşıyorsunuz. O zaman aşk da, iş hayatınız da, çocuğunuzla olan ilişkiniz de doğru ve güzel oluyor.

Kendimizi olduğumuz gibi ortaya koyabilmek mi?

Evet, her türlü ilişkinin temelinde bu olmalı.

Zeynep Talu’nun sözlerini yazdığı bir şarkında “Sana anlatmam lazım” diyorsun. Biz mi anlatamıyoruz, erkekler mi anlamıyorlar?

Nasıl söylediğiniz çok önemli. İçinizden geldiği gibi anlatırsanız, bence herkes her şeyi anlar.

Çözüm nedir, kadın gidişi hazırlayan nedenler oluşmaya başladığında ne yapmalı?

Dolaylı yollardan değil, doğrudan anlatmalı hissettiklerinin tümünü. Ben kendi adıma, her şeyi algılamaya yetişemiyorum. Arada kaçırdığım çok şey oluyor. Bu hakkı herkese tanımak gerekir. Kırıcı olmadan; direkt, samimi olarak her şeyi konuşmaktan yanayım. Karşı tarafın bizi anlayacağını bekleyecek bir hayatta yaşamıyoruz çünkü. Her birimizin, bin tane derdi ve kaygısı var. Niye bizi anlamalarını bekleyelim? Biz kendimizi anlatalım, en yalın halimizle...